Risk ve beklenen getiri, bir yatırımcının finansal yatırım kararı verirken baktığı parametrelerdir. Finansal modellerin birçoğu yatırımcıların riskten hoşlanmadığını varsaymaktadır. Buna göre yatırımcılar yüksek riskli yatırımlara ancak ekstra bir getiri elde etmek söz konusu ise yatırım yaparlar. Finansal piyasa verilerine bakıldığında finansal varlıkların geçmiş getiri performansları da bu varsayımı desteklemektedir. Daha yüksek riske sahip yatırım araçlarının uzun vadede düşük riskli yatırım araçlarına göre daha yüksek ortalama getiriye sahip olduğu görülmektedir. Bu da finansal modellerin öngördüğü gibi beklenen getiri ile risk arasında pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.
Yüksek riskli yatırım araçlarının sağladığı ilave getiriye risk primi denilmektedir. Yatırımcıların ancak yeterli bir risk primi söz konusu ise riskli varlıklara yatırım yapacağı varsayılmaktadır. Bu ilişkiyi tanımlayabilmek için de ilk olarak riskin nasıl ölçüleceğini belirlemek gerekir. Riskin kaynağı belirsizliktir. Belirsizlik ise bir durumla ilgili birden fazla olası sonuç olması demektir. Örneğin, bir yazı-tura oyununda eşit ihtimalli iki farklı sonuç bulunmaktadır. Eğer bu sonuçlardan birisi istenmeyen bir hâl içeriyorsa, yani yazı-tura oyununda yazı geldiğinde bir fayda elde edip, tura geldiğinde zarara uğruyorsanız, burada bir risk söz konusu demektir. Aynı tanım için günlük yaşamdan farklı bir örnekle; bir futbol takımına transfer edilmesi düşünülen iki golcü olduğunu varsayalım. Bu oyunculardan ilkinin son sekiz yılda her yıl 15 ile 18 arasında gol attığı ve yıllık gol ortalamasının da 16 olduğu bilinsin. Diğer golcünün de yine aynı ortalamayla, yani 16 gol ortalamasıyla oynadığı bilinsin. Fakat bu golcünün sakatlıklar veya performans nedeniyle bazı yıllar 30 ve üstü sayıda gol atarken, bazı yıllarda tek basamaklı sayılarda kalmış olduğu da ilave bir bilgi olarak sağlansın. Bu durumda ikinci golcü ortalamada aynı performansı göstermiş olsa da ilk golcüye göre daha az istikrarlı ya da başka bir ifadeyle daha risklidir. Dolayısıyla bir sonraki sezon göstereceği performansla ilgili belirsizlik daha yüksektir.
İşte benzer şekilde, finansal enstrümanlar için de getirilerinde görülen oynaklık bir risk ölçütü olarak kullanılmaktadır. Örneğin, kısa sürede yüzde 70-80 civarında kayba neden olabilen fakat benzer sürede yüzde 300 civarında getiri sağlayabilen bir kripto para çok yüksek riskli bir enstrüman olarak düşünülebilir. Sermaye piyasası araçları arasında da hisse senetleri, tahvil ve bonolara göre daha yüksek oynaklığa sahiptir. Finansal varlıkların getirilerinin oynaklığı, başka bir ifadeyle riski, standart sapma ile ölçülür.